Merhabalar, Kübizm Akımı Nedir makalesine hoş geldin. Kübizm 20. yüzyıla damga vurmuş akımlardan biridir. Empresyonizm akımına tepki olarak doğmuştur. Bu sanat akımı varlıklar dış dünyaları ile birlikte iç dünyalarına da yansıtıyor. Kübizm en çok resim ve heykel sanatlarında kendini göstermiştir. Edebiyat alanında da kübizm rüzgarları esse de pek uzun soluklu olmamıştır. Bu yazımızda kübizm sanat akımı ve sanatçıları hakkında detaylı bilgiyi bulabilirsiniz.
Kübizm Akımı Nedir?
Kübizm, 20. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmış bir sanat akımıdır. O yıllarda Georges Braque’ın bir tablosunu gören sanat eleştirmeni Louis Vauxcelles‘in bu tablo için “küçük küpler” sözünü kullanmasıyla kübizm kavramı ortaya çıkmıştır.
20. yüzyılın başlarında Fransa’da emresyonizm akımı hakimdi. bu sanat akımında nesnelerin dış görünümleri ön plandaydı. O dönemde yeni yetişen sanatçılar buna karşı çıkıyordu. Onlara göre nesneleri sadece dış görünümleriyle değil görünmeyen yönleriyle de ele alınmalıydı. Empresyonizmin görme duyusu yerine aklın gücünü ortaya koymak birinci hedefleriydi.
Kübizm akımını kabul eden ve bu yolda ilerleyen sanatçılar “kübist” olarak anılmaya başlandılar. Kübist sanatçılar resim, mimari, edebiyat alanlarında daha çok kendilerini göstermişlerdir.
Kübizm Sanat Akımı nedir?
1908’li yıllarda özellikle resim alanında nesne-figür biçimlerini geometrik bir yapıya indirgeyen akıma kübizm sanat akımı denir. Nesne-figür parçalanması, doğa karşısında yapılmaya başlandı. Kısaca, resimde nesnel doğal görüntüsünden uzaklaştı. Dış görünüşle birlikte iç dünyanın yansıtılması geometrik yaklaşımla ortaya konuluyor.
Kübizm ağırlıklı olarak resim sanatında etkisini göstermiştir. Empresyonizme bir tepki olarak doğmuştur. Kübizme göre empresyonizm sürekli olmayan, gelip geçici şeylerin tasviridir. Kübizm ise sürekli olan, değişmeyen özün tasvirine odaklanıyor. Yani eşyayı tasvir ediyorsanız, özünü de tasvir etmeniz gerekiyor.
Kübist sanatçılar resimlerinde renk oyunlarını, akislerini, güneş ışığını kullanmadılar. Bunun yerine eşyaların geometrik yapısını ön plana aldılar. Eşyaların, objelerin boşluk içinde kapladıkları yeri iyice belirtmek için onları parçalar ayırdılar. Türlü cephelerinden göstermeye çalıştılar.
Kübizm Akımı
Fransız ressam Paul Cezanne’nin resim konusunda bazı düşünceleri bulunuyordu. Bunu da resimlerine yansıtıyordu. Bu düşüncesine göre tüm resimsel biçimleri daire, dikdörtgen, oval gibi geometrik şekillere indirgenebilirdi. Yani doğada gördüğünüz her nesneyi geometrik olarak ele alabilirsiniz.
Cezzane’nın bu düşüncesi ve eserleri o dönem yeni yetişen genç ressamlara ilham oldu. Cezzane’nın resimlerine “küb”, “kübik” gibi isimler verilerek alay konusu edildi. Bu düşüncenin peşinden gidenler bunu akımın ismi olarak alıp, kubizm akımı diye devam ettirdiler.
Pablo Picasso ve George Braque kübizm akımının kurucusu ve öncüleri olarak bütün dünyaya adlarını duyurdular. Paris’te başlayan akım kısa sürede İtalya, Rusya, İngiltere ve Almanya’ya yayıldı. 20. yüzyılın en büyük sanat akımlarından biri haline geldi.
Kübizm, kendinden önceki sanat akımlarından farklıydı. Kübistler klasik resim anlayışını tamamen reddediyorlardı. Bir nesneyi doğrudan resmetmek yerine, değişik kısımlarından görüntülerini bir araya getirerek yeni formlar oluşturdular.
Kübizm akımı, gerçeğin oluşumu ve ifadesi aşamasında akıl ve mantığı devre dışı bırakıyor. Bunun yerine sanatçının hayal gücünü ortaya çıkarıyor. Kübist sanatçılar, gerçeğin daha önce söylenmemiş ve görülmemiş olan yönünü arıyorlar. Geleneksel bütün teknikleri reddettiler. Nesneleri geometrik biçimlere indirgeyip onları parçalara ayırdılar. İki boyutlu resim düzlemini vurgulamak amacıyla yuvarlak şekillerde geleneksel perspektif ve modellemeyi söktüler.
Kübizm Akımı Ne Zaman Ortaya Çıkmıştır?
Birçok sanatsever kübizm akımının tarihçesi hakkında araştırma yapıyorlar. 20. yüzyılın başında rüzgar gibi esen
kübizm akımı sanatçıları eserleriyle ve düşünceleriyle birçok sanat akımını da etkilemişlerdir.
Kübizm akımı 20. yüzyılın başında kendini göstermeye başlamıştır. Bu akım modernist sanatın evriminde çok önemli bir dönüm noktasını oluşturuyor. Her ne kadar bir resim akımı olarak ortaya çıksa da saf soyutlamanın önünü açmıştır. Bu haliyle de kendisinden sonra gelen sanat akımlarını etkilemiştir. Fütürizm, konstrüktivizm, dada ve sürrealizm gibi sanat akımlarına ilham kaynağı olmuştur.
Kübizm Akımı Hangi Tarihler Arasında Kendini Göstermiştir?
Kübizm akımı bütün dünyayı etkisi altına almasına rağmen uzun soluklu olmamıştır. 1907 yılında başlayan kübizm 1914 yılında etkisini yitirmiştir. Kübist sanatçılar daha geniş bir “biçim felsefe ve metafiziği” geliştirerek birçok sanata ilham kaynağı oldular.
1913 yılında kübizm akımı edebiyat alanına da sıçradı. Bu yılda edebiyatçı Guillaume Apollinaire’nin gayretleri sonucu kübizm edebiyat alanında kendini hissettirmeye başlamıştır. Edebiyat alanında anlatımı daha canlı kılmayı hedeflediler. Bunun için de duygularla olayları karıştırarak birlikte olduğunu kabul edilir hale getirmeye çalıştılar. Bu çalışmaları karmaşıklığı da beraberinde getirdi.
Kübist şair, şiirlerinde bir nesnenin, olayın, bir yanını değil, her yanını tanıtmayı, tasvir etmeyi, anlatmayı amaçlamıştır.
Kübizm akımı resim, mimari, edebiyat alanında bütün çabalara rağmen etkisini bir süre sonra yitirmiştir. Hemen hemen bütün devletler bu akımı deneseler de köklü bir akım olmamıştır. I. Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’de de bu akım denenmiştir. Özellikle resim alanında kübizme bağlı çalışmalar olsa da kalıcı bir akım olmamıştır.
Kübizm Akımı Özellikleri
Kübizm düşünce ve uygulama bakımından diğer akımlardan çok farklıdır. Bu akıma ilgi duyanlar kübizm akımı ve özellikleri nelerdir merak edebilir. Bu akımın en belirgin özelliği, varlığın dış görünüşü ve iç dünyasını birlikte yansıtmaya çalışmasıdır. Yani bir varlığın dış görünümüyle birlikte duygu ve isteklerini de resme aktarmaya çalışmışlardır.
Genel olarak kübizm akımı özellikleri şöyle sıralayabiliriz;
- Nesneler üç boyutlu ve geometrik olarak ele alınmıştır. Varlığın dış ve iç görünümü, duyguları, geçmişi, geleceği tüm boyutlarıyla tasvir edilmiştir.
- Akıl ve mantıktan ziyade, söylenmemiş ve görünmemiş olanı ele alınmıştır.
- Anlatımın canlı tutulması için duygularla olaylar karıştırılarak yansıtılmıştır.
- Sanat ülküsü duygudan çok, düşüncede aranıyor. Sanata ulaşmak için bilimi değil, sanat yolunu tercih ediyorlar.
Kübizm Akımı Temsilcileri
Fransız ressam Paul Cezanne düşünceleri ve eserleriyle kübizm akımı ressamları için ilham kaynağı olmuştur. Bu nedenle Cezanne empresyonizm ile kübizm arasında bir köprü olmuştur. Cezanne, kübik tarzı eserleriyle kübizm akımının kurucusu ve önderi sayılabilir.
Kübizm denince akla ilk gelen sanatçı Pablo Picasso’dur. Picasso ile birlikte Georges Braque bu akımın önderleri olarak kabul ediliyorlar. Juan Gris, Albert Gleizes , Fernand Leger, Jean Met-Zinger, Roger de la Fresnaye, Andre Lhote kübizm akımının ressamları olarak öne çıkanlardır.
Kübizm edebiyat alanında da temsilciler çıkarmıştır. Guillaume Apollinaire, Andre Salmon, Pierre Reverdy , Jean Cocteau, Blaise Cendrars, Mak Jacob bu akımın önemli temsilcileridir.
Kübizm, Türk sanatçıları arasında rağbet görmemiştir. Buna rağmen Türk edebiyatçıları arasında dize kırmaları, noktalama işaretlerini kullanmamaları bakımından Asaf Halet Çelebi, Cahit Külebi kübizm akımının türk edebiyatındaki temsilcileri sayılabilir.
Kübizm Akımı Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
20. yüzyılın Fransa’sında empresyonizm ve fovizm sanat akımları hakimdi. Empresyonizm (izlenimcilik) dış gerçeklikler ve gölge oyunları ön plandaydı. Fovizmde ise tüpten çıkmış gibi çiğ ve bağıran renkler doğrudan kullanılıyordu.
Empresyonizm ve fovizmi benimsemeyen yeni yetişen sanatçılar bu akımlara karşı olarak kübizm akımı olarak adlandırılan yeni sanat akımını ortaya attılar.
Kübizm Akımı Sanatçıları ve Eserleri
Pablo Picasso, kübizm akımının öncüsü olarak kabul ediliyor. “Avignonlu Kızlar” tablosu kübizm akımı eserleri arasında en meşhur olanıdır. Sanatçının öne çıkan diğer eserleri;
- Guernica,
- Ayna Karşısındaki Kız’dır.
George Braque; L’Estaque’de Viyadükt, Şişe ve Balıklar, Keman ve Palet
Juan Gris; Bardak ve şişeli Kompozisyon, Büfe, Gitar ve Bardaklar, Masada Gitar
Fernand Leger; Büyük Jülie, Üç Kadın, Kadın ve Kitabı, Ayna kübizm sanat akımı özellikleri ile ortaya çıkarılmış eserlerdir.
Kübizm Akımı Şiirleri
Resim dalında büyük yankı uyandıran kübizm Fransız edebiyatçı Guillaume Apollinaire’in büyük çabalarıyla şiirde de kendini gösterdi. Gerçeği kovalamaları ve kişinin özünü yakalama çalışmalarından dolayı gerçeküstücülük (sürrealizm) akımının öncüsü oldular.
Kızıl Saçlı Dilber (Apollinaire), Kendini Tanı (Apollinaire), Çocuklar ve Cici Beyler İçin (Jacob), Şehir (Jacob, Prikaz (Salmon), Ventes d’Amour (Salmon) bu dalda öne çıkan şiirlerdir.
Kübizm Akımı Örnekleri
Picasso’nun Avignonlu Kadınlar, Guernica, Braque’ın L’Estaque’de Viyadükt kübizm akımının bütün özelliklerini anlatan eserlerdir. Braque’ın L’Estaque’de Viyadükt eserindeki geometrik şekiller nedeniyle bu akımın ismi doğmuştur.
Kübizm Akımı Tabloları
Kübist sanatçılar çalışmalarında, bir nesne, manzara, olay, varlığı ana parçalarına ayırıyorlar. Sonra bu parçaları kendi iç dünyalarını da yansıtarak tekrar birleştirip, tuvale yansıtıyorlar. Bunu yansıtırken fovizmdeki gibi canlı ve fazla renkler kullanmıyorlar.
Akımın ilk yıllarında monokrom teknik kullanılmıştır. Sonra gelen yeni akımcılar asamblaj tekniğini kullanmaya başlamışlar. Eserlerinde kes-yapıştır tekniğini kullanarak, birkaç fırça/boya darbesi vurarak farklı malzemeler eklemişlerdir.
Kübizm, 20. yüzyılın Fransa’sında ortay çıkmış bir sanat akımıdır. Özellikle resim, mimari ve edebiyat alanında büyük yankılar uyandırmıştır. Empresyonizm ve fovizm sanat akımlarının etkisini yitirmesi ve farklı bakış açısı getirme amacıyla Picasso ve George Braque tarafından geliştirilmiştir. Akım birçok sanatçıyı etkilese de uzun sürmemiş 1914’de etkisini yitirmiştir.
Bu makale ilginizi çektiğine göre aşağıdaki makaleyi de incelemek isteyebilirsiniz. ☺️
Sanat Akımları Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Kübizm, 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan bir sanat akımıdır. Bu akım, nesneleri geometrik şekillere ve açılara bölen ve onları farklı bakış açılarından yeniden bir araya getiren bir anlayışı temsil eder. Kübist eserler, genellikle soyut ve karmaşık bir yapıya sahiptir.
Kübizmin temel özellikleri şunlardır:
Geometrik Şekiller: Kübist ressamlar, nesneleri geometrik şekillere (küpler, koniler, silindirler) dönüştürürler.
Kesikli Perspektif: Kübizmde nesneler, farklı açılardan görüldüklerini yansıtacak şekilde kesilip parçalara ayrılır.
Aynı Anda Bakış: Kübist sanatçılar, aynı nesneyi farklı açılardan aynı resimde bir araya getirirler.
Monokrom Renkler: Kübist eserler genellikle monokrom renk paletleri kullanır.
Kübizmin önde gelen sanatçıları arasında Pablo Picasso, Georges Braque, Juan Gris, Fernand Léger ve Robert Delaunay gibi isimler bulunur.
Kübizm, 20. yüzyılın başlarında, özellikle 1907’den itibaren Fransa’da ortaya çıkmıştır.
Kübizmin ana amacı, nesneleri farklı bakış açılarından ele alarak gözümüzün gerçekliği algılama şeklini sorgulamaktır. Sanatçılar, nesneleri soyutlaştırarak onları daha temel geometrik formlara indirgemeye çalışmışlardır.
Kübizm, sadece resim sanatında değil, aynı zamanda heykel, mimari ve tasarım gibi birçok sanat ve tasarım alanında etkili olmuştur. Bu akımın etkileri, modern sanatın ve tasarımın gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.
Kübizmin ardından birçok farklı sanat akımı ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında soyut dışavurumculuk, süreksizlik, dadaizm ve sürrealizm gibi akımlar yer almaktadır. Kübizm, sanatın gelişiminde bir dönüm noktası olarak kabul edilir.